Gri tonların hakim olduğu o şehrin gürültüsünden kaçmak isteyen insanları çevremde çok fazla duyar oldum. Mesele sadece gürültüden uzaklaşmak değil, bunun farkındayım; kaçışın iş yorgunluğu olmadığının da farkındayım. Donuklaşan hayatımıza heyecan katmak değil bunların böylesine farklı şeyler arayışında olmaları. Herkesin sebepleri kendilerine özel. Sizler için bir kaç madde çıkarttım.
1. Hindi Çobanı
Tekirdağ'da inşaat malzemeleri satarak geçimin sağlayan Adem Darıcı adlı kahramanımız şu bu sebepten dolayı işini bırakıyor ve hindi yetiştiriciliğine başlıyor. 5 yıldır hindi çobanlığı yapan Darıcı bugün 2 bin hindilik bir sürüye sahip. Demir: "Şehir hayatından, şehrin yoğunluğundan sıkıldığım için kırlarda dolaşmaya özlem duyuyordum. Hindilerin otlayışını seyretmek insana mutluluk veriyor" diyor.
2. Anadolu Çoban Köpeği
İstanbul'daki iş yerlerini bırakıp İzmir'e yerleşen Çetin-Gülden Türkoğlu çifti saf Anadolu çoban köpeği yetiştirmeye başladılar. Çetin Türkoğlu "İstanbul'un şehir hayatından bıktık. Oradaki iş yerlerimizi kapattık Urla'ya geldik. Doğma büyüme İstanbul'daydım. Zaten bizim küçüklükten beri köpeklere karşı merakımız vardı." dedi. 3 yıldır Urla'da köpek çiftliği işleten çiftin 30 köpeği oldu.
3. Datça Murat Çiftlik
Robert Kolej ve Boğaziçi Üniversitesi mezunu Murat Tapik Amerika'da üst düzey şirketlerde ve İngiltere'de Microsoft'ta çalışmış. Oysa Tapik klimalı plazalardan kaçıp Datça'da çiftlik kurmuş. Doğal beslenmeye artan ilgiden dolayı tamamen yerel tohumlardan oluşan ürünleri üretip, satmaya karar vermiş.
Tapik, en iyi motivasyon sağlayan şeyin doğada çalışmak olduğuna inanıyor.
4. Reklamcılıktan Hanım Ağalığa
İstanbul'da reklam sektöründe çalışan Sibel Güdek, Kastamonu'nun Budaklar köyünde bulunan babasının çiftliğine yerleşti. Burada yerleşme isteğinin babasının evine tadilat yaptırdığı sırada oluştuğunu söyledi.
Güdek, "Daha önce toprakla hiç alakam yoktu. Nasıl ekilir, dikilir, toplanır bilmezdim. Ama toprakla uğraşa uğraşa bunların hepsini öğrendim ve artık doğaya başka bir gözle bakıyorum. Köy hayatına başladığım ilk günlerde bu kararımdan dolayı beni destekleyen ve cesaretimi takdir edenler oldu. Aynı zamanda endişelenen arkadaşlarım da oldu." dedi.
5. Hepsi "Okumuş Çocuklar"
İzmir'in Bayındır ilçesine bağlı Marmariç köyüne şehirden kaçıp gelenler şenlendirmiş. Ümit ve Erkan yola çıkmış ve burayı keşfetmişler. Daha sonra Mustafa. Mimar olan Saydam, eşi Pelin ve iki çocuğu, derken köyün nüfusu giderek artmaya başlamış.
Üniversite öğrencisi Hira, sonrasında Fransız Gael. Hayatlarını bugüne kadar büyükşehirlerde geçirmiş 13 genç Marmariç'te yeni yaşam kurmuşlar.
“Şehirde 2-3 gün kalınca trafik beni yoruyor” diyen Hazal neden köyde yaşadığını şöyle anlatıyor:
“Şehirde önümden bir sürü insan geçiyor ama hiçbirini tanımıyorum. Tanıdığım insanlarla da düzgün bir iletişim kuramıyorum. Çünkü bambaşka hayatlar var. O bambaşka bir şey yapıyor, ben bambaşka bir şey yapıyorum. Burada öyle bir sıkıntım yok. Bir de hiç alakamın olmadığı bir işte çalışma fikrini sadece düşünmek bile beni düşünsel olarak çok yoruyor.”