ŞALVAR
Kubbealtı Lügât
.(ﺷﻠﻮﺍﺭ) i. (Fars. şelvār) [Kelime Türkçe’den komşu dillere de geçmiştir] Bir uçkurla büzülerek bele bağlanan çok bol ve geniş üst donu:
Şalvarları basmadan. Ayaklarında kaba kunduralar var (Refik H. Karay).
Ellerindeki kehribar işlerini havı dökülmüş çuha şalvarlarına sürterek cilâlıyorlardı (Ahmet H. Tanpınar).
Eteklerinin uçları bellerine iliştirilir ve kaftanların altından şalvarları görülür (Sâmiha Ayverdi).
TDK (Türk Dil Kurumu)
şalvar
1. isim, Farsça şelvār
Genellikle ağı çok bol olan, bele bir uçkurla bağlanan, geniş bir pantolon türü:
"Harmanı kaldırdım birazı kaldı / Tokurcun şalvarım al kanla doldu" - Halk türküsü
Atasözleri, Deyimler, Birleşik Fiiller veya Kalıp Sözler
şalvar gibi
Gereğinden bol pantolon
Şalvar giydirmek
Fütüvvet yolunda olan birine olgunlaştığının belirtisi olarak bir şalvar giydirmek:
Cülûsundan sonra Alâeddin’e bu şeyh halîfe tarafından fütüvvet şalvarı ve kuşağı giydirmişti (Ahmet H. Tanpınar).
Fütüvvet yoluna giren kişiye tekmil mertebesine vardığına, yâni bir müddet hizmetten sonra olgunluğa eriştiğine alâmet olarak şalvar giydirilir ve şed kuşatılır. Bu sûretle hırka tasavvuf ehlinin, şalvarsa fütüvvet ehlinin libâsıdır (Abdülbâki Gölpınarlı).
BİRLEŞİK KELİMELER
çekirge şalvar
isim Paçaları çok dar, bacak bölümü geniş olarak dikilmiş şalvar:
"Bizi, çekirge şalvar biçiminde bol aba pantolonlu, bıyıklı bir adam karşıladı." - Reşat Nuri Güntekin
Hindistan ve Pakistan bölgesi olan Keşmir'de kadınlar, suthan kamiz adı verilen şalvarları ile, 1890
YORUM
Şalvar bir Arap giysisi değil bir Türk giysisidir. Esasen Türklere (Selçuklular ve Osmanlılar) da İran/Hint kültüründen geçiyor. Şalvarın Hindistan'daki Türk hükümdarı Babür Şah tarafından kullanıldığı biliniyor. Şalvar kelimesi de Farsça'dır. Hintçe ve Urduca'da da Şalvar adı kullanılmaktadır. Arapça'ya da Sirval olarak geçmiştir. Lakin Arabistan yarımadasında kullanılmıyor.
Şalvar Osmanlı'nın egemen olduğu coğrafyalarda bir dönem kullanılmıştır. Bu yüzden Anadolu'da Ortadoğu ve Mezopotamya'da, Balkanlarda ve Doğu Avrupa'da, Osmanlı'nın eski bölgeleri olan Karadeniz ve Akdeniz kıyısı halklarda görülebilir.